SİLAHLI ÇATIŞMA TEHLİKESİ BAŞ GÖSTERDİ
Üstelik bazı İngiliz istihbarat subayları Türklere hiçbir “taviz” verilmemesi inancını besledikleri için İşgal Kuvvetleri Başkomutanı General Tim Harington’a öfkeliydiler ve bu sürecin bir geçiş dönemi olduğunu kabul edemiyorlardı. Harington’dan Türklerle işbirliği içinde çalışmaları ve sorun çıkarmamaları yönünde aldıkları emre itaat etmeyen kıdemli polis ve istihbaratçıların görevlerine son verildi ve hepsi İngiltere’ye dönmek zorunda kaldı.
Lozan Konferansı 20 Kasım 1922’de başlamış, ancak kapitülasyonlara ve antlaşmanın ekonomik şartlarına ilişkin uzlaşmazlıklar sonucu 4 Şubat 1923’de görüşmeler kesilmişti. Bunun üzerine, ülkede Türklerle müttefikler arasında silahlı çatışma tehlikesi baş gösterdi çünkü her iki tarafın askerleri hem Trakya’da hem Gelibolu’da hem de İstanbul’da fiili olarak birbirlerinin yanıbaşında bulunuyorlardı. Bu nedenle, Selâhattin Adil Paşa’nın anılarında İstanbul’daki yetkililerin Topkapı Sarayı’nda muhafaza edilen Kutsal Emanetleri ve diğer hazineleri güvenlik altına almak için Konya’ya taşıdıkları anlatılır.
İşgalciler için de aynı tehdit söz konusuydu. Müttefikler de Gelibolu’ya veya İstanbul’a bir Türk saldırısı beklentisine kapılmışlardı. Bu arada Gelibolu yarımadası dâhil Doğu Trakya, herhangi bir olay çıkmaksızın, Türk yönetimine devredildi. Lozan konferansı 23 Nisan 1923’de yeniden toplandı. Bu tarihten birkaç gün önce, Selâhattin Adil Paşa, Müttefik Askerî Komutanlarına 23 Nisan’da Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş yıldönümünü kutlamak için yapılacak törenlere nazik birer davetiye yolladı. Mütareke’den beri ilk defa bir Türk yönetici belirli bir etkinlik düzenlemek için izin istemiyordu. Bu defa Paşa, müttefikler için davet/bildiriyi uygun görmüştü. Törenler bir pürüz çıkmadan yapıldı.