İşte Erdoğan’ın açıklamaları;
Medeniyetlerin beşiği, tarih ve kültür şehri İstanbulumuza hepiniz hoş geldiniz.
Köklü geçmişimize rağmen ilişkilerimizde bir dönem fetret devri yaşadık. Bir şekilde Afrika halklarıyla irtibatlarımızı korumaya gayret ettik. 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğumuzu üstlendiğimiz ilişkilerimizin gelişmediği bölgelere öncelik verdik. Kıta ülkelerinin çoğuyla olan münasebetlerimizin seviyesi ne bize ne de Afrikalı kardeşlerimize yakışmıyordu. Afrikalı kardeşlerimizle yeniden kucaklaşırken işbirliklerimizi kazan-kazan şeklinde ilerletmeye çalıştık.
Afrikalı kardeşlerimizle göz hizasında iletişim kurmaya birbirimizi daha çok anlamaya gayret ettik.
Afrika’ya yönelik kibirli bakışları elimizin tersiyle ittik. Tarihinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir millet olarak hiçbir ayrım yapmadan Afrika halklarını bağrımıza bastık.
Düzenlediğimiz 3 Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’yle ülkemizin ciddiyetini açıkça ortaya koyduk.
Türkiye Afrika ve Afrika halklarına sırtını dönmedi. Kıtadaki özgürlük hareketlerini güçlü bir şekilde destekledi.
Afrika milletimizin kalbinde olduğu gibi dış politikamızda da her zaman özel bir yere sahip.
Afrikalı muhataplarımın söylediği sözün ne kadar doğru olduğunu tecrübe ettim. Bir kez Afrika’ya giden her zaman gitmek istermiş. Biz de ne Afrika’dan ne Afrikalı kardeşlerimizden asla kopmadık, kopamadık. Aynı şekilde, kıtanın dört bir yanından dost devlet ve hükümet başkanlarını ülkemizde ağırlamaktan şeref yaşadık. Ankara’da 38 Afrika ülkesinin büyükelçiliğine ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz.
Kıta ile 2033 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmi geçen yıl sonu 41 milyar dolara çıktı. Doğrudan yatırımlarımız 10 milyar doları aştı.
Büyükelçi sayımız 44’e yükseldi.
Afrika coğrafyasının başarısını kendi başarımız olarak addediyoruz. G20 üyeliğine en başından beri destek verdik. Afrika Birliği’nin üye olmasını memnuniyetle karşıladık. Afrika kıtasının küresel sistemde hak ettiği yeri alması için gereken her türlü katkıyı sağlayacağımızı söylemek isterim.
Ukrayna-Rusya savaşının ilk gününden beri barış için çalıştık çalışıyoruz. Gazze’de en temel insan hakları ihlal edildi. Sivillere saldırıyı asla kabul etmeyiz.
360 kilometre kareye sıkışmış 2 milyon insanın elektriğini suyunu yakıtını gıdasını kesmek en temel insan haklarının ihlalidir.
Gerginliğin bölgeye yayılma ihtimalinden endişeliyiz. Refah sınır kapısından geçişlere izin verilmeli. İnsani yardımların kesilmesi yeni bir utanç vesikası olarak bu kararı alanların suratına yapışmıştır.
Gazze’de çocuklar anneler ölüyor biz bu durumdan dertliyiz.
Ayrıntılar geliyor…